Nisanın ilk günleri. Yağmurlu bir hava. Tek katlı, bahçeli
bir ev. Böyle evleri hep sevmişimdir. Kalkınca yüzümü yıkayıp bahçeye çıkıyorum
şöyle bir. Çiçeklerin, ağaçların arasında dolaşıyorum şöyle bir. Yenidünya ağacı
Mervelerini en önce veren, küçük yeşil çeviz gibi; erikler hızla büyüyor, daha
iki gün önce pirinç boyutundayken baktım bugün daha da büyümüşler.
Kayısılar
hâlâ çiçek.
Bahçede papatya yoktu,
kıyıdan üç beş kök getirip bahçeye dikmiştim; onlar ne de güzel görünüyorlar.
Adını
bilmediğim sarı çiçekler… yapraklarını güneşte açıyor, akşama doğru ve yağmurda
kapatıyorlar. Arılar en çok bunları seviyor.
Günlerden perşembe. Koronavirüs günleri devam ediyor. Yeterince
verimli okuyup yazdığımdan söz edemem. Bir de şu felsefe işi var.
Haydi biraz çalışayım.
13.04